Uterus adıyla da bilinen rahime ait faktörler de infertiliteye (çocuk sahibi olamamaya) neden olabilirler.
Uterusa ait hastalıkların hiçbiri "mutlaka" cerrahi gerektirmez, çünkü, hiçbirisi gebeliğin oluşumuna veya devamına "mutlak" engel değildir.
Yine de gebe kalamama veya gebelik kayıpları sorunları yaşanıyorken, uterus iç boşluğuna doğru büyümüş myomlar, endometriyal polipler, bölmeli rahim veya rahim içi yapışıklıklar gibi hastalıklar varsa cerrahi tedavi gerekli hale gelir.
Bu hastalıkları kısaca tanımlamadan önce, kolay anlaşılabilmesi için birkaç benzetme yapalım. Rahimi etten bir torba
şeklinde organ olarak benzetmek mümkündür. Bu organ gebelik yokken inik bir
balon gibi iken 80 gram ağırlığındadır, doğuma yakın aşamaya kadar ise şişen
bir balon gibi büyür, öyle ki doğumdan sonraki ağırlığı 1000 grama ulaşır.
Uterusun iç yüzeyi ise bebeğin eşinin bir bitki gibi tutunup kök saldığı tarla,
daha doğrusu ince bir toprak tabakasına benzetebileceğimiz endometriyum adı
verdiğimiz bir zardır.
Myomlar, rahimin etten duvar şeklindeki duvarlarında
patates yumrusu gibi sert topaklar olarak tarif edilebilir. Kötü huylu olmayan
bu yumrular bulundukları yere göre gebelik oluşumuna olumsuz etki edip
etmedikleri tartışmalıdır. Genel olarak rahimin iç boşluğuna doğru büyümüş olan
"submüköz" myomlar ve tamamen duvar içinde olsa bile iç boşluğun yapısını bozan
"intramural" myomlar cerrahi tedavi gerektirirler.
Rahim içi yapışıklıkları, inik bir balonun ön
arka duvarlarının birbirine temas ettiği bazı alanlarda oluşmuş yapışıklıklar olarak
gözümüzde canlandırabiliriz. Gebelik ürününün tutunup gelişmesi için gerekli
alanı daralttıkları veya yapısını bozdukları için düzeltilmeleri gerekir. Histeroskopi
yöntemiyle cerrahi olarak düzeltilebilirler.
Endometriyal polipler de ciltteki et benlerine
benzerler. Kötü huylu değillerdir, önemli bir rahatsızlık yapmazlar. Ancak,
gebelik oluşumuna olumsuz etkileri ekim yapılacak tarlada taş olmasına benzetilebilir.
Taşın üzerine düşen bir tohumun köklenmesi mümkün olmadığı gibi, taşın yanından
toprağa ulaşabilen fidana da taşın olumsuz etki edememesi durumu da gebelik -
polip ilişkisine benzer. Bu nedenle endometriyal polip görülüyorsa ve gebelik
arzu ediliyorsa cerrahi olarak tedavi gereklidir.
Rahim iç zarının yani endometriyumun gelişim
aşaması ile embriyonun (ceninin) gelişim aşaması eş zamanlı olmalıdır. Buradaki
senkronizasyon sağlanamazsa gebeliğin oluşması zorlaşabilir. Bu konuda ciddi
şüpheler varsa, endometriyumun kabullenme penceresini belirlemek için ERA
(Endometrial Receptivity Assay) gerekli olabilir.
Rahim iç zarı (endometriyum) bazen doğru ilaçlara
rağmen uygun gelişimi göstermez, yani tarla ekime uygun hale gelmez. Klinik
olarak can sıkıcı bir durum olan "ince endometriyum" söz etmeden rahim ve
infertilite konusunu tamamlamak eksiklik olur.
Sonuç olarak, bebek sahibi olmaya çalışan
çiftlerin çoğunda olmasa da en azından bir kısmında neden uterus kaynaklı
olabilir. Tanı ve tedavi aşamalarında dikkatle aranmaları ve gerektiğinde uygun
yöntemlerle tedavi edilmeleri akılda tutulmalıdır.